osmanli-islahatlari
  Avrupa modasının günlük yaşama etkileri
 

Avrupa Modasının Günlük Yaşama Etkileri

2013-04-11 20:14:00

İsim:  ottoman.jpg
Görüntüleme: 96
Büyüklük:  24.9 KB (Kilobyte)

 

18.yy da Avrupa’da yaşanan değişim hareketleri Osmanlı ekonomisini de etkilemiş ve 
zamanla Osmanlı toprakları yabancılar için açık bir pazar haline gelmiştir. 18. ve 19. 
yüzyıllarda yaşanan sosyal olaylar Osmanlı giyim anlayışını önemli ölçüde etkilemiştir. 18. 
yüzyılda Tanzimatın ilanı ile halk serbest ve sosyal yaşama eğilim göstermiştir. Kadına 
verilen haklar, Osmanlı kadın giyiminde önemli değişikliklere yol açmıştır. 19. yüzyılda 
Meşrutiyetin ilanı ile Osmanlı’da Avrupa modasının etkisi görülmeye başlanmıştır.[1] 
18. yüzyıl kıyafetleri çok süslü ve kullanışsızdır. Jakar dokuma tezgâhlarının ve sentetik 
boyaların üretime başlamasıyla renk ve desenlerde önemli bir artış olmuş ve dönemin 
giyimini zenginleştirmiştir. Lale devrinde kadınların sosyal yaşantılarında olan değişiklikler 
giyinme ve süslenme anlayışını etkilemiş, kadınlar genellikle üç etekli, sim sırma işlemeli 
elbiseler giymişlerdir. 
18. yüzyılda kadınların iç elbiseleri, saten veya altın işlemeli brokar kumaştan, önü açık, ilik ve 
düğmeli yapılmıştır. Elbiselerin kolları bileklerde daralmaktadır. Belin altından beli sıkmadan 
bağlanan, üzeri işlemeli kadife, saten, deri veya kaşmirden yapılmış bir kuşak vardır. Kalçayı, 
belin biraz aşağısından dolanarak saran kuşağın ilgi çekici olmasına özen gösterilmiş ve önem 
verilmiştir.
 
Bütün kadınlar, yaz aylarında "bürümcük" isimli ince kumaştan topuklara kadar uzun gömlek 
giymişlerdir. Elbiselerinin altına giyilen şalvar topuk üstünden bir uçkurla sıkılmıştır. Kadınlar 
kıyafetlerinde her tür giyimi üst üste kullanmalarına rağmen kıyafet bütünüyle bir uyum 
içindedir. 
19. yüzyılda kadının iş hayatına girmesiyle kıyafetlerde sadelik, kullanışlılık ve rahatlık ön 
plana geçmiştir.19. yüzyılda Türk kadınları, önden açık, düşük uzun kollu, Şam ipeğinden 
elbise ve yeşil kuşak ile, ayak üzerine zengin görünümlü drapelerle düşen geniş şalvarlar 
giymişlerdir. Zengin kadınlar, iç çamaşırı olarak, ince ipek gömlekler giymişlerdir.
dokumalar yerli kozalardan çekilen ipeklerle el tezgâhlarında dokunarak birçok aile için 
geçim kaynağı olmuştur. İpek gömlekler hareket rahatlığı sağlayacak şekilde geniş dikilmiştir. 
Elbiselerin kol ağzına ve etek ucuna ipek malzemeden sanatlı tığ oyaları uygulanmıştır. 
Dekoltesi oldukça açık bırakılan yaka, giyenin zenginlik derecesine uygun değerde bir 
mücevherle iliklenmiştir. Đç gömlekleri, topuklara kadar uzun, ipek şalvarın üstüne 
giyilmektedir. Şalvarlar için canlı renkler ve kaliteli kumaşlar kullanılmıştır 
Đç gömleklerin üstüne de gene topuklara kadar uzun; diba, damıska ve canfes gibi zamanın 
çok değerli ipeklerinden hazırlanmış elbiseler giyilmiştir. Elbiseler vücut hatlarını belirli 
şekilde ortaya koymuş ve önden bele kadar şık düğmelerle kullanılmıştır. Üç etekli olan 
elbiselere bol sırma işlemeler ve sırma kaytanlar ve elmas düğmeler kullanılmıştır. 19. 
yüzyılda, Türk kadınlarında beldeki kemer, yüksek ziynet eşyalarından biridir. Kemerler, 
elmas, inci gibi değerli taşlarla süslenmektedir. Göbek hizasından bağlanan kemer tokaları da 
değerli ve göz alıcı taşlardan oluşmuştur. 
Türk kadınları baş süslemelerine ayrı bir önem vermiştir. Uzun saçlılar, ince örgülerini incili 
kurdelelerle bağlayarak önde ve yanda zülüfler bırakmışlar ve kalpak (hotoz) giymişlerdir. Baş
yapısına göre daha küçük yapılan hotoz, saçların üstüne oturtularak saçlara uygun bir tarzda 
kullanılmaktadır. Hotozlar, kışın kadifeden, yazın ince ipek kumaşlardan yapılmıştır. 
Hotozların etrafı, zevk ve zenginlik derecesine göre çiçekler, değerli taşlar ve pırlantalı iğnelerle 
süslenerek, sırma ipekli çevrelerle (başörtüsü) kullanılmıştır. 
Bu kıyafetlerin üzerine, kışın ağır ve kaliteli kumaşlarla kaplanmış samur ve zerdeva gibi 
kürkler kullanmıştır. Kürklerin kolları dar ve genellikle dirsekten yukarı doğrudur. Sokağa 
çıkarken vücudu her taraftan, topuklara kadar kaplayan uzun kollu feraceler giyilmiş; 19. 
yüzyılın ikinci yarısında feracelerin ön etekleri yuvarlak kesilmiş, tek düğmeli, yakalar 
kırmalarla süslenmişti. Kadınlar baş ve yüzlerini yaşmak denilen tül gibi ince ipekli bir örtü ile 
örtmüşlerdir.
19. yüzyılın başlarında üç etek ve dört etek denilen modeller gözde olmuştur. Üç etekler 
yanları yırtmaçlı, önü açık, belden birkaç adet düğmeli, boyu yere kadar entarilerdir. Üç etek 
1875'lere kadar etkili olmuş ve kırsal kesimlerde 20. yüzyıla kadar kullanılmıştır. 
 
1867'de Sultan Abdülaziz'in Avrupa seyahati dönüşünden sonra üç etek ve şalvarlara 
gençlerin rağbeti azalmış, iki etek entari modası görülmeye ve Batı modasının etkisi 
hissedilmeye başlanmıştır 
II. Abdülhamit döneminden itibaren büyük şehirlerde bindallı elbiseler yerini, Batı etkisinde
uzun etek ve ceketten oluşan takımlara bırakmıştır. Bu etek ceketlerin yapımında 
atlas, tafta ve münakkaş gibi ipekli kumaşlar kullanılmıştır. İlk örnekleri atlas kumaşa bindallı 
tarzında ve oldukça uzun kuyruklu etek ve korsajlı ceketten oluşur. Bu gelinlikler daha 
sonraları yerlerini tafta ve sim dokumalı ipekli kumaşlardan uzun, kloş etekli, korsajlı, balenli, 
vücudu saran üstlü, pelerinli kıyafetlere bırakmıştır. Bu giysilerle krep oyalı başörtüleri, renk 
ve işlemeye uygun olarak kışın, diz hizasında ve bele oturan içi kürklü kadife mantolar 
giyilirdi. Giysinin aynı rengi ve işlemesine uygun olarak kumaş ya da deri ayakkabı ve 
çantalar kullanılırdı. Giysilerdeki batılılaşma ayakkabı modellerine de yansımıştır.
 
  Bugün 3 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol